BİRİSİ CEFA MI DEDİ ?

Sitem dolu bir mektup yazmıyorum, kendimizi övmek için de değil bu yazı ama biz bu sevgi işini, dava olayını biraz ! abarttık.

Yazı size uzun gelecek o yüzden okumayın ! Elinizdeki bu kağıdı da şu yakınlarda ki çöp kutusuna atın ! Aman iyice yırtın veya buruşturun ki aklınızda kalmasın. Aklınızda kalırsa Allah muhafaza Beykoz Maçına falan gelirsiniz !!!

Tarih 15 Ocak’dı. Ayın 45 günü, günün 29 saatini Beykoz 1908 diyerek geçiren Boğazın Yargıçları gurubu üyesi 4 kişi bir masa etrafında toplandı. Amaç mı ?

Aynen iletiyorum ;

H.K. : Kardeşim ilk maç Afyon Maçı, öyle bir organizasyon yapmalıyız ki, öyle pankartlar yapmalıyız ki millet koşarak bu maça gelsin. Hatta tüm duyurularımızı “Bu maç son maç, yenilirsek küme düşüyoruz yazalım, ne de olsa semtteki insanların çoğunun bu maçın ilk mi son mu olduğundan haberi yok. Dolamışlar ağızlarına takım küme düşecek ne de olsa, hem takımın başında tü kaka bir Başkan var, belki son maç dersek gelirler”

T.G. : Süper fikir, hemen başlayalım tam 1 hafta var maça.

S.Ö. : Çalışalım, herkese tek tek ulaşalım, maça götürelim.

A.K. : Bende geliyorum madem. (Askerden vefat nedeni ile izine gelmiş, ve maçtan hemen sonraki sabah yeniden kışlasına dönecek, maçtan gece 24:00 de geri gelebiliyoruz)

Süperdi, öyle bir gaza gelmiştik ki, tamam dedik ya bu semt Afyon maçı ile birlikte uyanacak !!!

Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma dedik akşam oldu, ama durum biraz vahim!!! Otobüs 2000 TL !!!

Nasıl olur bu parayı toparlayabilir miyiz ? 70 kişi olsak kişi başı 25 TL’den gibi bir sürü Cebir hesapları, gece 3 gibi yola çıksak vs vs…

Günlerden Cumartesi gece yola çıkıyoruz….

Gün içerisinde anladık ki bütün çabalar BOŞUNA !!! 40 kişiyi geçemiyoruz… Bizim Afyon’a gidip bu kutsal bildiğimiz ARMA’yı desteklememiz için bize yardım edilmesi şart olmuştu. Bizim deyimimizle madem gelmiyorsun, fitreni verip bir kişiyi de sen yollayacaksın bu maça…

Rakam vermekte hiç de sakınca görmüyorum ancak isimleri gizli tutacağım; Birisinden 500 TL, diğer bir kişiden 300 TL, diğer kişiden 70 TL, diğer bir kişiden de 50 TL yardım alındı. (Boğazın Yargıçlarının Bilançoları hep açık-seçik olmuştur)

Gece 22:00 yavaş yavaş toplanılmaya başlandı… 24:00 civarında Beykoz Meydanında besteler söylenmeye başlandı. Kaç kişi miyiz ?

Yaklaşık 40 BEYKOZ’lu….

Bu yaklaşık 40 tane sevdalı cefakar’ın büyük çoğunluğu okullu ve 22 yaşın altında !!!

Saat 01:00 gibi neyimiz var neyimiz yok dökmeye başladık artık… Adamların çoğu öğrenci, ama hiçbir zaman suç veya engel olmadı BEYKOZ 1908 Armasını sevmeye okuması !!! Kimi haftalığını biriktirmiş, kimi oradan buradan borç almış vs vs. Neden mi ? Siz Anne-Babanızı neden seviyorsunuz ? işte o yüzden….

Kişi başı 30 TL topluyoruz ilk etapta… Kimi birbirine borç veriyor ve 30 TL toparlamaya çalışıyor, kimi boynunu bükmüş evinin yolunu tutacakken arasında hiçbir akrabalık bağı bulunmadığı halde usulca yanına sokuluyor ve 24 Saat boyunca evde olamayacağı ve parası yoksa “YOLDA YEMEK DAHİ YİYEMEYECEĞİNİ” bile bile onun cebine koyuyor, kimse görmeden, O’nun da kalbini kırmadan, incitmeden-utandırmadan….

Ama bakıyoruz ki yetişmiyor, bu seferde yaşı 25’in üstünde olan ve ülke şartları zaten malum ne kadar maaş aldığına bakmadan, “AY SONUNA KADAR İHTİYAÇLARINI GİDERECEK PARAYI” --CANIM FEDA OLSUN SANA-- diyerek veriyor.

Olmuyor ! Otobüse bindik artık 03:00 olmuş saat yine eksiğimiz var… Otobüste; organizasyonu yapan kişidir bu parayı tamamlamakla yükümlü olan kişi… Eline bir odun alır ve “BUNUNLA ARAMAMI İSTERMİSİNİZ” şeklinde nükte yapar, tamamen gırgır amaçlı, çünkü gözünden dahi sakınır oradaki kardeşlerini…

Son nevale de toplanır, en son hayatında ilk defa maça gelen kişi daha fazla dayanamayıp son vuruşu yapıyor ve yolculuk başlıyor.

Otobüste ilk yarım saatim göğsümün kabarması, sonraki yarım saatimde bu ARMA’nın böyle kardeşlerim sayesinde hiçbir zaman yere düşmeyeceğini bilmenin ve bu duyguyu onlara aşılamanın haklı gururunu düşündükçe doldu gözlerim..

Herkes tribününü çok över, ister amatör olsun, ister süper lig takımı tribünü olsun…. Bizim tribün bir görselliğe önem verir der; öyle koreografiler yapıyoruz ki akılınız gider… Kimi biz desibel rekorları kırıyoruz millet bizi dinler der, kimi biz asarız-keseriz çok güçlüyüz der vs vs..

Biz mi ? Boş verin bizi…

Bizim aramızda kardeşlik-ağabeylik “KAN BAĞI” var kısacası. Biz sadece aynı ARMA’ya gönül vermiş insanlardan oluşmuyoruz veya sadece maç günleri görüşmüyoruz, söylediğim gibi aramızda ki Kan Bağı nedeni ile birimizden birisinin parmağında ki kesik de benim kanım, onun en mutlu günündeki sevinci de benim SEVİNCİM..

Yani siz bizi boş verin !!!

Velhasıl kelam yola çıktık, besteler, muhabbetler, sohbetler, bu ARMA’yı nasıl daha fazla yüceltiriz paradokslarıyla Afyon girişinde bir sıcak çorba için duruyoruz artık… Duruyoruz ancak ceplerinde tüm parayı otobüse vermiş bu sevdalıların muhtemelen “İÇİNDEN ALTIN ÇIKACAK EDASIYLA 4 TL” olan bu çorbayı nasıl içecekleri hakkında birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlar…Çünkü 2 si içse 2 si içemeyecek…

Gaddar Tesis Müdürü ile pazarlıklar sonucu 2,5 TL ye indirdiğimiz “BUZ ÇORBASINI” ekmeği katık yaparak kaşıksız içmeye başladık…

Saat 12:00 gibi stadın etrafındayız… Pankartlarımızın birini altımıza döşek, birini üstümüze yorgan yapıyoruz !!! Varsın TSUNAMİ gelsin “BÜYÜK BEYKOZ BAYRAĞININ GÖLGESİ BİZE YETER

Yavaş yavaş stada girme vakti geldi, Konya’daki okulundan yarın sınavı olmasına rağmen! Sevdasının peşine gelmiş ve sayımız da yaklaşık 40 kişiyi bulmuştu.

Her zaman Anadolu İnsanının misafirperverliğinden bahsederiz ve bununla övünürüz ya, gerek emniyet güçleri gerekse de Afyon Halkını bunun dışında tuttuğumuzu da ayrıca belirtelim. Maça girerken yapılan alkol muayenesinde 5-10 promil nedeni ile dışarıda bıraktığımız arkadaşlarımızın da yükü binmişti sırtımıza… Sanki 103 yıllık ARMA’yı yaklaşık kişiyle desteklemenin zorluğu yetmiyormuş gibi…

Maça girerken 5 TL olan biletler için yeniden para toplamaya başladık, bu bir kısır döngüydü, sanki; birisi tuvalete gidecek olsa onun için bile para toplanacaktı…Takımın Genel Menajeri 100 TL’lik katkı sağladı bu sefer ancak kalan 100 TL için artık takımı alkışlamaktan nasır olmuş PAMUK! Eller yine ceplere….

Artık stattayız….

Stada girer girmez KÜFÜR’lerle karşılanıyoruz, dedim ya Anadolu Misafirperverliğinin dışında tuttuğumuz Afyon Spor’lu seyircilerin hoş geldiniz mesajıymış meğer bu !!! Fakat bu hoş geldiniz 45 dakika kadar sürünce ve Emniyet Güçleri de buna göz yumunca daha bir hırslanmıştık. İlk 45 dakika ambiane tabirle “KÜFÜRÜ YEDİKÇE DAHA DA BİR YÜKSELDİ SESİMİZ” --BEN AŞK SARHOŞUYUM SENİNLE BEYKOZ HEP SENİNLEYİM--

Bulunduğumuz tribünün üzeri açık ve kaleye oldukça uzağız. Sesimizi saha içinde oynayan topçulara duyurmamız için; hem bu uzaklığı, hem rüzgarı hem de git gide çirkinleşen küfürleri bastırmamız için “1908” kat daha fazla bağırmamız gerekiyordu. Ne mi yaptık ?

Meşhur Karahisar Kalesini gezen pek tarih sever insanlara dahi dinlettik sesimizi. Karahisar Kalesi Stada Yakın mı diye soracak olursanız size aralarının ne kadar olduğunu anlatsın “Google Earth”.

İkinci yarı başlarken Afyon taraftarı biraz olsun ara vermişti Hoş geldiniz muhabbetine. Şaşırmıştık açıkçası ancak birazdan öğrendik ki gerçeği oturmuşlar ve takım nasıl ağızdan bir tane Küfür dahi çıkmadan desteklenir diye seyre dalmışlar BOĞAZIN YARGIÇLARI’nı

-- BÜYÜK BEYKOZ BAYRAĞININ, GÖLGESİ BİZE YETER, BAZEN SEVİNÇLİ, BAZEN KEDERLİ, HAYAT SENİNLE GÜZEL --

-- DİLİMDE ŞARKILARIN GÜNDÜZ GECE, DELİ GİBİ AŞIĞIZ BU RENKLERE, BU DÜNYAYI YAKARIZ SENİN İÇİN, KÜMEDE KALMASAN BİLE--

Sanki 300 kişi bağırıyoruz yukarıdaki besteleri…. Hatta bir ara Taç kullanılacakken bir tane futbolcunun dönüp de ağzı açık bir şekilde bize bakması galiba her şeyi iyice açıklıyordu.

Öyle kendimizden geçmiştik ki 88 ve 89. dakikalarda gol atmışız fakat gol diye bağıramamışız, sevinememişiz.

Nitekim maç bitti futbolculara her ne olursa olsun tribüne çağrıldı,

“BEN AŞK SARHOŞUYUM, SENİNLE BEYKOZ HEP SENİNLEYİM, SEN ÜZSENDE BİZİ, SENİNLE ÖLÜME GELECEĞİM…. BU HAYAT BİTECEK, ELBET SONUNDA ÖLÜM GELECEK, ŞU YARALI KALBİM SON NEFESİNDE BEYKOZ DİYECEK”

Saat 16:00 olmuştu ve vakit gelmişti artık…. Otobüse bindik bir çorba molası vererek Beykoz’a geldik. Beykoz Meydanında indikten 2 dakika sonra artık klişe olan soruyu bekliyorduk. Birisi çıkacak ve maç kaç kaç bitti diye soracak ve içinden isyan ederek mağlubuz diyeceksin.

Bugüne kadar 100’lerce deplasmana gittik de bunu neden mi yazdık ? Bu duyguları ilk defa yaşadık çünkü, tek başımıza da gittiğimiz oldu, 3 kişide 24 otobüste… Ama bu kadar cefayı çok nadir çekmişizdir.

Her cefanın sonunda bir sefa vardır elbet derler ya; Kimin umurunda ki bu en başından beri hep-daima karşılıksız sevmiyor muyuz sanki…

Şimdi bu hafta Altınordu maçı var. Günlerden Pazar günü ve Ligin SON MAÇI !!! KÜMEDE KALMA MAÇI !!!

Sıkılmayıp yazının sonuna kadar okuyanlar için araya teşekkürü sığdıralım. “Ama bir dakika bu hafta ligin son maçı değil ki” diyenleri de çok ilgili oldukları için alkışlayalım…

Bitirelim artık bu duygu dolu yazıyı; Son olarak diyelim ki bu hafta ki maça sakın gelmeyin, “Bırakın siz kimliğinizde Beykoz yazdığıyla kalın”, Bir gün yine şampiyonluğa oynarsak gelirsiniz stada şöyle bir bakarsınız veya Ramazan’da oruç tutarken vakit geçsin diye gelirsiniz, ama bu hafta GELMEYİN !!!

Hala çeşitli martavallar okursunuz zaten, “-Takımın başında ki Başkan yüzünden maça gelmiyoruz, -Gelsek Ne olur ki zaten yenilecek, -Ya çok önemli bir işim var gelemem” diye bahaneleriniz uzar gider…

Bizim yok bahanemiz, ne evliyiz evde bekleyen eşimiz var, ne çalışacak bir işimiz, ne okuyacak bir okulumuz, ne acaba maçta bir şey mi oldu diye evde harap olan anne-babamız… Hiçbir şeyimiz yok bizim.

Ama öyle bir sevgimiz var ki BEYKOZ 1908’e duyduğumuz Dünya’lara bedel !!!

Biri Cefa Mı Dedi…..

Boğazın Yargıçları T.G.

Not : Yazmadan geçemeyeceğim aşağıda isminin ve soy isminin baş harfleri olan arkadaşları… Gayet objektif olarak bakıyorum olaya, Afyon’da bu cefayı çeken arkadaşları sırtımda taşırım, Riva’dan-Kavacığa kadar…

Bülent Ö.- Muzaffer A.- Halim A. - Mustafa (çuval) - Erdoğan S. - Sebahattin Ç. - Naim Ç. - Sinan Ö. - Vural Y. - Soner Y. - Hasan K. - Mehmet E. - Fatih Ü. - Tuna A. - Kerim A. - Emre G. - Tolga K. - Mert K. - Yakup İ. - Okan G. - Emre D. - Ceyhun S. - Cansin S. - Murat İ. – Hamit İ. - Adem Ü. - Ozan Ö. - Murat T. Cihat Ş. - Cahit Ç. - Alican Y. - Sefa K. - Özgür K. - Uğur G. -İbrahim D. - Özgür B. – Emre Ö.

This entry was posted in

Leave a Reply